Sosyal Medya

Kürsü

Feto tabutta mı iade edilecek, İmralı’ya mı konacak - Hasan Öztürk

Yeniden kartların karıldığı, bir ortamda artık hiçbir işe yaramayan ve bir yük olarak her daim karşılarına çıkan FETÖ'yü tasfiye etmekten başkaca çareleri yok. Amerika'nın bir aparatı olarak kurulan FETÖ örgütü için artık sona gelinmiştir.



Okuyanlar hatırlayacaktır 27 Ocak'ta bu köşede “Trump Feto'yu tabutta iade eder mi” diye sormuÅŸtum. Fetullah Gülen'in yakında Türkiye'ye dirisinin deÄŸil, ölüsünün iade edilebileceÄŸine iliÅŸkin cümlelerim ise şöyleydi:
“Trump, ilk haftasında seçim kampanyasında 'bunu yapamaz' denilen vaatlerinden bir kaçını peÅŸ peÅŸe yaptı.
(…) Anlaşılan o ki Obama sonrası Amerika'da ciddi bir politika deÄŸiÅŸikliÄŸi yaÅŸanacak. Bunun iÅŸaretini gören FETÖ elebaşı Feto da harekete geçmiÅŸ görünüyor. Trump'a yazdığı mektuptan söz ediliyor. Mektupta, FETÖ okulları üzerinden nasıl da Amerika'ya istihbarat saÄŸladıklarını anlatmış, 'Emrinizdeyim, beni Türkiye'ye iade etmeyin' demiÅŸ!
(…) Çok hızlı, çok kararlı kararlar gelebilir yakın zamanda okyanus ötesinden… Ben ihtimal vermedim ama… Bir arkadaşım, 'Gülen, tabutla iade edilirse ÅŸaşırmam' dedi mesela…” (27 Ocak 2017 Yeni Åžafak).
FETÖ için “Tarihin sonu” sanırım. Fukuyama'nın “Tarihin sonu” tezi, FETÖ için geçerli hale geldi diye düşünüyorum. Son 15 günde özelde Amerika-Türkiye arasındaki baÅŸ döndürücü trafik, genelde dünyada olup bitenlere bakıldığında, FETÖ'nün de içinde olduÄŸu kampın geriletildiÄŸi, yeni bir düzenin inÅŸası için büyük adımların atıldığına ÅŸahit oluyoruz.
Yeniden kartların karıldığı, bir ortamda artık hiçbir işe yaramayan ve bir yük olarak her daim karşılarına çıkan FETÖ'yü tasfiye etmekten başkaca çareleri yok. Amerika'nın bir aparatı olarak kurulan FETÖ örgütü için artık sona gelinmiştir.
Böyle bir ortamda, Feto'nun iadesi konusunda ben “diri iade edilmeyeceÄŸini” söylerken, dış politika yazarı Ardan Zentürk baÅŸka bir ÅŸey söyledi:
“Avrupalılar, FETÖ'cü kaçakları korumalarını kulaklarına fısıldayan o güç, aldığı kararla Ä°mralı'nın bir odasına daha bir ismi yolladığında (ki, 1999'da aynısını yapmış, Öcalan'ı Türkiye'ye vermeyen Avrupalılar öyle bakıp, kalmışlardı) o kadar kaçakla ne yapacaklar bilemeyiz…
Anladınız siz beni...” (Ardan Zentürk 20.02.2017 Star)
Bekleyip göreceÄŸiz…
Tabutta mı iade edilecek yoksa, İmralı'daki bir başka odaya konulmak üzere diri mi iade edilecek!
Gırgırcılar hiç olmazsa 'vasatı' bilseydi
2005 yılının Eylül ayıydı. Kanal 7 Haber Merkezi yeni yayın dönemine hazırlanıyordu. Toplantı üzerine toplantı yapıyorduk. “Nasıl bir bülten prototipiyle çıkarsak izleyicinin beÄŸenisini daha çok kazanırız” sorusunu soruyorduk.
Bu sorunun gereğini yapmak bir tarafta, diğer tarafta savunduğumuz değerlerin yalın ve gerçek haliyle izleyiciye de aktarılması kaygısı vardı.
2005 yılıydı ve Türkiye'de 28 Åžubat'ın izleri hala sürüyordu. Silinmesi zaman alıyordu. Ä°ÅŸte böyle bir dönemde Kanal 7 Haber Merkezi'nde yeni yayın dönemine hazırlanırken aldığımız kararlardan biri de ÅŸuydu: “Dini meseleleri bilen en az bir arkadaşımızı doÄŸrudan görevlendirip, dini manevi konularda haberler yapmak.”
Dini literatürü bilen, hassasiyetleri olan arkadaşlarımız her gün en az bir dini içerikli haber yaptı. Kısa sürede netice de aldık. O yıl Haber Saati aylarca izlenmede gün birincisi oldu. Dahası, neredeyse her bültene dini konuları içeren bir haber koyduk ve o haber en çok izlenen haberler sıralamasında hep ilk üçte yer aldı.
Bir süre sonra, diÄŸer kanalların haber merkezleri de “dini” konularda haber yapmaya baÅŸladı. Zaten de o sıralarda kuruldu ÅŸuna benzer cümleler, “Bu yıl Hac, Kurban Bayramı'na denk geldi..!”
***
Yakın tarihte yaÅŸadığımız bu tecrübeyi ÅŸunun için anlattım. Gırgır diye bir dergi vardı biliyorsunuz. Kapatıldı. Kapatılmasaydı zaten “satacak” hali de yoktu. Pespaye mi pespaye bir karikatürü “mizah” diye bastı son sayısında. Hazreti Musa'nın Kur'an-ı Kerim'de de anlatılan mucizesiyle dalga geçmeye yeltendi. Dalga geçse yine bir nebze; galiz küfür, ağıza alınmayacak aÅŸağılık ifadeler kullandı.
Bu karikatürü çizenin dini literatüre ilişkin bir müktesebatının olmadığı açık. Hatta o kadar din ve dindarlığa ilişkin bilgiden yoksun ki!
Belli ki Hazreti Musa'nın sadece Yahudilerin peygamberi olduÄŸunu sanıyor. Böylece, bir baÅŸka dinin “kutsalına” hakaret etmenin Türkiye'de bir karşılığının olmadığını sanıyor.
Oysa azıcık dini eğitim almış (evdeki ebeveynden ya da komşudan duydukları bile yetecek ama) biri şunu bilir, sadece Hazreti Musa değil tüm peygamberler Müslümanların kutsalıdır.
Hadi Ä°slami hassasiyetlerin yok, hiç “kutsal”, “inanç” denen bir ÅŸeye de mi saygın yok?
Sözü şöyle baÄŸlayalım. Türkiye'de “dini konularda” haber, araÅŸtırma, yazı, çizi iÅŸleriyle uÄŸraÅŸanların en azından vasat bir dini bilgisinin olmamasının izahı yok
Gırgır'ın yaptığının bir benzeri her gün başka versiyonlarla karşımıza geliyor.
İnsan içinde bulunduğu kültüre bu kadar mı yabancılaşır?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.